28 Şubat 2013

Flormar Supershine

Olmazsa olmaz bazı kurallarım var, sanırım herkesin vardır bu tarz kuralları. Bunlardan biri küpe, diğeri ise oje... Küpe takmadığımda kendimi eksik hissediyorum. Geneld etercihim parlak taşlı küçük küpelerden yana.
Oje srmediğim zamanlarda da kendimi eksik hissediyorum. Vaktim yoksa bile en kötü ihtimalle parlatıcı sürerim. Asla ojesiz çıkmam. Az önce sürdüğüm ojeyi paylaşmak istedim. Hem biraz parlak hem hafif bir renk. Giydiğiniz her renk kıyafete uyum sağlayacak bir ton. Flormar 25  numara.


Kurtarıcı Siyah Elbisem

İş yerinde giyecek kıyafetlerim tükendiğinde siyah elbisem hemen imdadıma yetişir. Bu fotoğrafları çektiğimiz gün de nedense giyecek hiç bir şey bulamadım ve hemen siyahlara büründüm. Takılarla da biraz renklendirdim. Artık havanın ısınmasını istiyorum. Bu fotoğraflar çok soluk çıktı ben artık dışarıda, güneşli havada renkli fotoğraflar çekmek istiyorum. Sizde yazı özlediniz mi?







26 Şubat 2013

Newyork Fashion Week Blogger Rüzgarı

Her yıl moda haftasında olduğu gibi bu yıl da çok renkli görüntülere sahne oldu. Beğendiğim bloggerların fashionweek stillerini sizinle paylaşmak istedim. Yoğun kar altında bile oldukça şık ve oldukça renkli görüntüler sergilemişler. Bitter Sweet Colours blogu en sevdiğim bloglardan biri. Veronica ressam olduğu için renkleri çok büyük bir ustalıkla kullanabiliyor. Tarzını çok beğeniyorum.


Bitter Sweet Colours





This Time Tomorrow and Sincerely Jules



Peace Love Shea and Saucyglassie



Nini's Style


The Golden Diamonds


25 Şubat 2013

85.Oscar Ödül Töreni

Ödüller dün akşam sahiplerini buldu ve çoğunun da doğru yere gittiğini düşünüyorum. Ama bugün ödüllerden çok yine herkesin ne giydiği konuşuldu :) Belki biraz geç kaldım ama bende favorilerimden bahsedip, eleştirilerimi yapmak istiyorum:)


Benim için gecenin ilk üç güzeli Charlize Theron, Jennifer Lawrence ve Naomi Watts... Charlize Theron Dior elbisesi içinde ve şık takılarıyla son derece kusursuz görünüyor. Jennifer Lawrence yine tercihini Chiristian Dior Couture dan yana kullanmış. Elbisenin kendinden desenine ve modeline bayıldım. Yaşına,vücut tipine o kadar uymuş ki saçlarının kötü oluşu gözümü tırmalamadı bile. Naomi Watts Armani  içinde harika görünüyor. Elbisenin yaka kısmı muhteşem. Ölçülü,göz tırmalamayan ve dikkat çekici bir dekolte. Esmer bir tende bu renk kendini bu kadar göstermezdi. Ama Naomi'nin açık teniyle elbisenin parlak rengi çok güzel uyum sağlamış.

 

Amanda Seyfried ve Jessica Chastain in elbise seçimleri harika. Ama ben biraz soluk kaldıklarını düşünüyorum. Amanda'yı çok beğeniyorum, iri mavi gözleriyle farklı bir güzelliği var. Zaten beyaz tenli olduğu için onu daha renkli bir elbise içinde görmek isterdim. Yine de Alexander McQueen içinde çok zarif görünüyor. Su gibi akıp gidiyor sanki. Jessica da saçları ve takılarıyla Armani elbisesiyle bir bütünlük sergiliyor. Elbisenin kesimi ve duruşu oldukça güzel...


Kaç yaşına gelirsem geleyim ortalığı siler süpürürüm diyebilen kaç kişi kaldı ki... Bu kategoride en başı Jane Fonda çekse de benim favori üçlüm Jennifer Aniston, Catherine Zeta Jones ve Sandra Bullock... Jennifer Aniston'ın Valentino elbisesi kendisinin pek tarzı olmasa da gayet hoş durmuş. Elbiseyi Jennifer Lawrance ın Golden Globes da giydiği Dior elbiseye çok benzettim. Artık kendisiyle bağdaşmış olan bu saç modelini değiştirseydi, saçları toplu olsaydı çok daha hoş olabilirdi. Prenses model elbise ve açık saç olmamış...
Catherine Zeta Jones hala güzelliğini koruyor,kendisi her zaman benim favorilerimden olmuştur. Parlak Zuhair Murad içinde yine gözalıcı yine kusursuz. Sandra Bullock Elie Saab elbisesi ve sade saç modeli ile son derece zarif. Ben yakası kapalı elbiselerde, elbiseyi ön plana çıkartmak adına saçın toplu olmasından yanayım. Elbisenin danteline ve parlaklığına bayıldım, ağır ve asil bir duruşu var. 


Jennifer Garnier oldum olası sevemediğim bir oyuncudur. Belki de kendisini sevmediğim için elbisesini de sevmedim. Gucci elbisenin rengi çok güzel,sezonun trendlerinden ama bir olmamışlık var sanki. İlk gözüme takılan elbisenin boyu oldu. Arka kuyruk detayını da fazla abartı buldum. Sanırım Jennifer'da beğendiğim tek şey boynundaki muhteşem kolye.
Anne Hathaway neyaparsa yapsın olmuyor. Sefiller filminden sonra birtürlü toparlayamadı kendisini. Belkide saçlarından dolayıdır bilmiyorum ama bu kıza ne giyse yakışmıyor. Prada elbisesini hiç sevmedim. O kadar kapalı bir yakada kolyemsi taş detayı sevmedim, elbisenin buruşukluğunu sevmedim. Sevemedim...
Kristen Steward Robert'ı aldattıktan sonra iyice güzelleşmişti. Kendine güveni gelmiş,yakıp geçiyordu etrafı. Ama Reem Acra elbise üzerinde çok emanet durmuş sanki. Üst kısmı oturmamış ve düşecek gibi. Saçlarınında sürekli aynı olması çok sıkıcı. Son anda üzerine bişeyler giymiş de gelmiş gibi bir hali var. O elbiseyi daha özenli bir saç ve şık takılarla daha güzel hale getirebilirmiş.



Bu kısım benim için hiç olmamışlar kısmı. O yüzden çok kısa geçeceğim. Zoe Saldana 'nın Alexis Mabille elbisesinin bel kısmındaki fiyongu çok gereksiz buldum. Üst taraftaki hareketlilik,beldeki fiyonk,etek uçlarındaki desen derken elbise beni çok yordu.
Reese Witherspoon'ın saks mavisi Louis Vuitton elbisesinin rengine diyecek lafım yok. Sarı saçlarıyla çok güzel bir uyum içinde. Ama elbisenin buruşukluğu ve bel kısmından sonraki potluğu rahatsız edici.
Amy Adams çok güzel bir hatun,elbisenin rengi de gözleriyle ve saçlarıyla uyum içinde. Ama bu gelinlik vari Oscar De La Renta'nın modası geçmedi mi artık...

Benim gözümden Oscar töreninin özeti bu şekildeydi. Aslında konuşulacak daha çok şey var. O kadar beterleri vardı ki o konulara hiç girmek bile istemeyip lisytemi kısa tuttum:) Gelecek yılı sabırsızlıkla bekliyorum:)

Sevgiler

20 Şubat 2013

Bakım Zamanı


Selülit maalesef birçoğumuzun korkulu rüyası. Selülit oluşumunun kiloyla  tabiki alakası var ama en büyük etken vücut yapısı, beslenme şekli ve kişinin yaşam tarzı... Bugün en güzel fiziğe sahip birçok ünlü bile maalesef selülit problemi yaşayabiliyor. Scarlett Johansson ve Victoria Beckham ın fotoğraflarını görmüşsünüzdür.
Bütün kış boyunca yediğimiz fast food yiyecekler maalesef vücudumuza selülit olarak geri dönüyor. Sonra baharda hepimizi zayıflama ve selülitten kurtulma telaşı sarıyor:)  Geçen kış  Biotherm 'in gece-gündüz krem setini aldım ama çok düzenli kullanamadım. Şunu unutmayın ki krem tek başına asla işe yaramaz. Mutlaka spor yapmalı ve beslenmemize dikkat etmeliyiz. Ve tabi selülitin en büyük düşmanı su, bol su içmeliyiz.Bu kış kremlerimi daha düzenli kullanıyorum. Sabah ve akşam aksatmadan sürmeye çalışıyorum.Tabi 4 aydır spor yapıyor olmamın ve böbrek taşlarım nedeniyle bol su içmemin de faydasını görüyorum. Beslenme konusunda kesinlikle iradeli değilim bu nedenle beslenme konusunda ahkam kesemeyeceğim:) Haftada bir bile olsa fastfood yiyorum, çikolatadan kesinlikle vazgeçemiyorum. Her Pazartesi başladığım diyet haftanın 3.yada 4.günü son buluyor. Ama spor sayesinde bacaklarım eski pürüzsüzlüğüne yaklaştı diyebilirim. Denemenizi tavsiye ederim. Ve lütfen ama lütfen mayonezden, çiğ kremadan ve yağ oranı yüksek her şeyden uzak durmaya çalışın...






Bakımdan konu açılmışken bir de nemlendirici tavsiye etmek istiyorum. Ben uzun zaman Lancome Hydra Zen kullanıcısıydım.
Sonra daha hafif, daha su bazlı bir ürün arayışına girdim. Tavsiye üzerine Biotherm Aqua serisini denedim ve inanılmaz memnun kaldım.
Su bazlı olduğu için sürer sürmez cilt tarafından emiliyor ve dokunduğunuzda krem sürülmüş hissini, o ağırlığı kesinlikle hissetmiyorsunuz.
Yağlı olmadığı için her cilt tipine uygun. Benim cildim hassas olduğu için yoğun yapılı kremler kızarıklık yapar.Bu nedenle nemlendirici konusu benim için çok önemlidir.
Biotherm de kesinlikle sorun yaşamadım.



Ürün önerime yeni rujumla devam ediyorum. Bu ruju reklamlarda görmüştüm ve rengi çok hoşuma gitmişti. Sağolsun kardeşim hemen almış bana.
Buğday tenli olduğum için kırmızı, bordo gibi renklerin bana yakışmadığını daha önce söylemiştim. Benim ideal ruj rengim pembe ve tonları. Buna şeftali tonlarını da ekleyebiliriz.
Genelde oje rengimle aynı tonlarda ruj sürmeyi severim.
Fotoğraftaki ruj Avon’un  berry smooch isimli ruju. Çok yumuşak bir yapısı var ve dudakta ağırlık hissi yaratmıyor. Benim rengimde pembe ve tonları diyorsanız kesinlikle tavsiye ederim. 







İstanbul Blog Yazarları Buluşması

16 Şubat Cumartesi günü sevgili Nimo blog yazarlarını bir araya getirdi. Astoria AVM, Cafe Nero'da gerçekleşen organizasyon oldukça kalabalık ve bir o kadar da keyifliydi. Sıcacık gülümsemesi, ikramları ve hediyeleri için Nimo'ya tekrar teşekkür ediyorum.
Uzun süredir takip ettiğim blogger Duygu ve Aysun'la tanışmak beni ayrıca mutlu etti. Ne kadar sıcak,ne kadar samimi olduklarını zaten blog yazılarından da hissedebiliyordum. Ayrıca tanışıp aynı sıcaklığı,samimiyeti görmek beni gerçekten mutlu etti :)

 



18 Şubat 2013

Balloon Skirt

Bugün ne giyeceğime bir türlü karar veremedim. Haftanın ilk günleri beni kıyafet konusunda çok zorlar. Belki de artık aynı kıyafetleri giymekten sıkıldım, bahar gelsin,yaz gelsin de farklı şeyler giyebileyim istiyorum. O yüzden bu sabah elime geçen ilk kombini giydim ve çıktım:) Etek giymeyi severim,özellikle de balon etekleri. Bu eteğimin sevmediğim tek yanı çok çabuk buruşması.
Bu haftasonu İstinye Park da gezerken şunu farkettim ki ben kolyeye doyamıyorum. Twist ve Forewer New yeni sezonda harika takılar var. Özellikle benim gibi statement kolye sevenlere öneriyorum.

Sevgiler:)




Skirt / Etek : Herry
Jumper / Kazak : Journey
Necklace / Kolye: HM

14 Şubat 2013

Pazar Rahatlığı

Pazar günü demek benim için keyif ve rahatlık demek... Bu pazar çok yakın arkadaşlarımızın evine kahvaltıya gittik. Bende içinde en rahat edeceğim pantolonumu ve tişörtümü seçtim. Çok fazla anlatılacak yada yazılacak birşey yok bu kombinle ilgili. Sıradan bir pazar, sıradan bir kombin ve evimizin bahçesinde arkadaşlarımızı beklerken aceleyle çekilen sıradan fotoğraflar :)


Şu yürüme pozunu denemeyi çok istiyordum, nasıl gelecek vaad ediyor muyum:)


Yandan çekilen fotoğraflarımı hiç sevmem,kötü çıkarım. Bunu da sevmedim...


Ama bu bilekliklerimi çok seviyorum...




Jean : Zara (New)
Tişört : Mango
Cardigan / Hırka : Mango
Bileklikler / Bracelets : Murano / Yargıcı
Saat / Swatch : New Balance
Boot : Elle (New)

11 Şubat 2013

Haftasonu Kombini ve Maskara Yorumlarım

Cumartesi günü kahvaltı için annemlere gittik. Biz elimizden geldiğince haftada bir gün de olsa ailelerimizi ziyarete gitmeye çalışıyoruz. Hafta içi bir akşam eşimin ailesine, bir akşam da benim aileme gidiyoruz. Babamın rahatsızlığından sonra hele hiç ihmal etmemeye çalışıyorum. Onlarsız bir hayat düşünmek bile istemiyorum. İşte bizde cumartesi sabahı bol kahkahalı, harika bir aile kahvaltısı yaptık:)
Sonrada kardeşimi de yanımıza aldık ve Palladium'a geçtik. Eşim elektronik marketlere hasta olduğu için onunla yollarımız ayrıldı ve kardeşimle o mağaza senin bu mağaza benim saldırdık diyebilirim:) Tabi eline tutuşturdum makineyi ve birkaç fotoğraf da çektirdim... Bol simli kazağım ve yine en rahat botlarımla karşınızdayım. Bu botları sanırım kış bitene kadar göreceksiniz ayağımda... Taktım bir kere:)
Umarım beğenirsiniz...
Bu arada şunu belirtmek istiyorum Twist, Mango, Zara yeni sezona hala bakmadıysanız daha fazla vakit kaybetmeyin derim:)




Bu makyajı yaparken Lancome Hypnose Drama maskaramı ilk kez kullandım. Çok büyük övgüler yağdıramayacağım. Kısacası dolgun kirpikler istiyorsanız YSL ki benim favorimdir , uzun kirpik istiyorsanız da Estee Lauder öneriyorum. Bu ikisinden şaşmayın... Rujumda bir  şurada anlattığım yeni Sephora rujum...


Kazak / Jumper : Noname
Pantolon / Trouser : Pieces
Çanta / Bag: Charles Keith
Bot / Boot : Elle

08 Şubat 2013

Makyaj Zamanı

Bugün iş yerinde arkadaşlarla sohbet ediyorduk ve beni hiç makyajsız görmediklerini söylediler ve hata her sabah bıkmadan nasıl uğraşabildiğimi sordular. Ben buna uğraşmak demiyorum aslında bence bu hayatın gerekliliği tıpkı su içmek gibi :) En azından benim için öyle. Bunun kendine güvenle hiçbir alakası yok,bence bu zevk meselesi. Ben makyaj yapmayı, her an bakımlı ve canlı görünmeyi seviyorum. Her zaman çok detaylı makyaj yapmıyorum tabiki. Haftasonları özel bir yere gitmeyeceksem consealer, rimel, allık ve ruj yeterli benim için. Ama işe giderken veya bir planım varsa dipliner ve göz kalemim olmadan asla:) Profesyonel makyaj dışında göz farı pek kullanmıyorum. Yalnızca kaş dipleri için ten rengi aydınlatıcı kullanıyorum. Hatta bir gün makyaj yaparken aşama aşama fotoğraflayıp size güzel bir post hazırlamayı planlıyorum:)
Lafı yine çok uzattım.Oysaki tek isteğim yeni aldığım birkaç ürünü göstermekti. Flormar da oje bakarken mat ojeleri farkettim ve denemek istedim. Çok fazla renk seçeneği olmadığı için kırmızıyı tercih ettim.Sürer sürmez kuruyor ve bence mat oje gayet hoş görünüyor.Tavsiye ederim.



Ten rengi oje denemiş miydiniz? Benim favorilerim arasındadır. Sürdüğüm zaman fotoğraflayamadığım için yalnızca ojeyi paylaşıyorum. Tırnakları bakımlı ve temiz göstermenin güzel bir yolu.


Bir kaç gündür rimel arayışındaydım. En son YSL kullandım ve inanılmaz memnun kaldım. Tek problem bir ay gibi kısa bir sürede rimel kuruyor ve kullanılmaz hale geliyor. Bu durum mali açıdan pek olumlu birşey değil tabiki. YSL den önce Estee Lauder kullandım. Uzun fırçası ile çok kullanışlı ve kirpikleri oldukça uzun gösteriyor. Bu sefer farklı birşey denemek istedim ve Lancome Hypnose Drama aldım. Yarın deneyip izlenimlerimi paylaşacağım... Twitter dan takip edebilirsiniz. Bakalım kıvrık fırçası ne kadar etkili.




Gelelim rujlara...Ben buğday tenli olduğum için kırmızı, bordo gibi koyu renkler bana hiç yakışmaz. Bu renklerin kesinlikle beyaz tenliler tarafından kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Benim gibi buğday tenlilere pembe ve şeftali tonları yakışıyor. Ben genelde tercihimi fuşyadan yana kullanırım. Aşağıda göreceğiniz ruju Sephora dan yeni aldım. Biraz parlak hatta oldukça parlak :) Canlı ve mutlu görünmek için harika bir tercih...En kısa zamanda sürülmüş halini de fotoğraflıyor olacağım.



Şimdilik yeni ürünlerim bu kadar. Yakında cilt bakım ürünlerim ve tavsiye edeceğim selülit kremleri ile burada olacağım. 

Sevgiler




05 Şubat 2013

Instagram | Haftanın Özeti

Geçen hafta renk ve rahatlık vardı... Turkuaz Bambi ayakkabılarım ve yeni Elle botlarım



Biraz nostalji biraz da yenilik vardı. Budapeşteden güzel bir manzara ve yeni Bershka parkam...



Bolca fastfood vardı... Özlediğim ve asla vazgeçemeyeceğim gerçek Kızılkayalar'ın ıslak hamburgeri ve Bursa'nın eşsiz lezzeti pideli köfte



Sade makyajla bir iş günü ve profesyonel makyajlı düğün günüm vardı...



En sevdiğim aksesuarlarım yani takılarım vardı... Yargıcı küpelerim, HM kolyem ve Twist kolyem



Geçen hafta böyle geçti...Bu hafta daha güzel,daha canlı,daha eğlenceli fotoğrafların hayatımızda olması dileğiyle...

Sevgiler

Beni instagramdan ifashionbank olarak takip edebilirsiniz.