18 Şubat 2014

My Little Ocean

Herkese merhaba,
Şubat ayında bahar havası yaşamak sizi de hem mutlu edip hem korkutuyor mu? Açıkcası ben bu iki duyguyu bir arada yaşıyorum. Sanırım mutlu olma kısmı daha ağır basıyor. Hele bir de kendimi sahile atıp yürüyüş yapabileceksem... Doktorun en çok önerdiği şey yürüyüş olduğu için haftasonları güzel havaları fırsat bilip kendimizi ya Belgrad ormanına yada sahile atıyoruz.
Şu an 26. haftanın içindeyim ve dolabımda bana olan 4 elbise,1 hamile pantolonu var. Artık ne giyeceğimi şaşırmış durumdayım. Bahar yaklaştıkça içimdeki şıkır şıkır giyinme isteği gittikçe artıyor ama bu halimi de seviyorum:)










11 Şubat 2014

24.Hafta Hoşgeldin Sefalar Getirdin

Herkese merhaba,
24. haftayı geride bıraktık. Peki neler mi oluyor ?


Fiziksel Durumum: 24.hafta itibariyle 5 kilo almış, ki doktorumda 24 hafta için 5 kilonun az olduğunu söylüyor, arkadan bakınca kalınlaşan belim dışında hamileliğe dair bir iz taşımayan, önden bakınca içine basket topu kaçmış gibi görünen bir anne adayayım. Artık spor ayakkabılarımı ve çizmelerimi tek başıma giyemiyorum. Hemen uzatıveriyorum ayağımı canım kocama doğru, bu durum hoşuma da gidiyor aslında, ben çok eğleniyorum J Sanırım Oğuz o kadar da eğlenmiyor… Ah bir de kaprislerim olmasa… Çok sıkı oldu canım, biraz gevşetir misin? Ay yok şimdide bol oldu düşerim ben böyle, sen en iyisi birazcık daha sık…
Uykuya deli gibi düşkün olsam da yatma vakti gelince ufak çapta kabuslar yaşamaya başladım. Bebeğimin daha rahat edeceğine inandığımdan ( ki kitap da böyle söylüyor) 5.ayın başından beri sol tarafıma dönük yattığım için sanırım kaburgalarım eğrildi. Soldan sağa dönüşüm ise tam bir komedi filmi. Önce oturur pozisyona geçiyorum, sonra sağa doğru hafif dönüp, fok balığı gibi atıveriyorum kendimi J Özellikle sağ kalçamda olan eklem ağrısı gece sessiz çığlıklar atmama neden olabiliyor. Kalkıp bir süre oturduktan sonra geçiyor. Fizyoterapist yan yattığım için olduğunu ve büyük ihtimalle kemik yapımdan dolayı bu kadar şiddetli bir ağrı olduğunu söyledi. Neyse ki ovunca geçiyor J
Her gece yatağa yatar yatmaz benim küçük afacanım içerde Uzakdoğu sporlarına başlıyor. Sürekli bir dönme halinde sanki, yoksa bale falan mı yapıyor? Aman oğlum biz seni tenisçi, yüzücü yada basketçi olarak görmek istiyoruz. Bale falan bizi bozar. Sen tekmelerine devam et annecim…
Sabahları servise binerken birinin beni arkamdan itmesi gerekiyor. Sanırım 1 ay sonra işe taksiyle gitmek zorunda kalacağım yada benim için bir basamak yapacaklar. Hala üzerimde kaban varken hamile olduğum anlaşılmadığı için birazcık sinir oluyorum. Metroda falan kimse yer vermiyor. Hamilelere de hiç saygı kalmamış ki canım. Hemen, “ay çok sıcak oldu” diyip çıkarıveriyorum kabanı ve tüm gerçekler ortaya dökülüveriyor. Hadi kalkın bakalım, oturma sırası artık bende J


Ruhsal Durumum: İlk başlarda sulu gözlüydüm. Hatta oğluma alınan birşey için oturup yarım saat böğüre böğüre ağlamıştım, ben seçecektim diyerek. Sonra saçmaladığımı farkedince de bu sefer ağlayıp oğlumu üzdüğüm için yarım saat daha ağladım. Taa ki sabır küpü kocam eve gelip de “sen ne istersen onu alırız, öteki de yedek olarak durur” diyene kadar J Bazen de dakikalarca, gözümden yaş gelerek gülebiliyorum. Ben herşeye böyle gülünce yanımda yapılan espri seviyeleri de iyice düştü tabi. Bu aralar her gece rüyamda doğum yapıyorum. Bir gece epidural sezeryan oldum ve ayaklarımı bir daha hiç hissetmedim rüyamda. Uyandığımda ilk kontrol ettiğim şey ayaklarım oldu, neyse ki yürüyebiliyordum. Sonra ki gece de normal doğum yaptım. Ağrıdan kıvranıp da acımıyo ki, yok ki bişey diyip sırıtıyordum etrafa… Sanırım bunlar doktor ve hastane değişikliği yapmak zorunda kaldığım için oluyor.
Hele hafızam tamamen gitti. Bazen bunuyorum diye korkuyorum. Mutfağa gidip, ne yapcamı unutup salona geri dönüyorum. Artık bebeğin odası ve kendisi için yapılacaklar listesi yaptım ve bir ajanda tutuyorum. Geçen gece tam uykuya dalacakken, henüz yeni dalmış olan kocamı dürtüp, “Oğuzzz, biz bu çocuğu doğunca sünnet ettircez ya, ya canı çok acırsa ya çişini yapamazsa ya yara olursa” diye ağlamaklı bir ses tonuna büründüm. Oğuz, “ zaten acımasın ve daha sağlıklı olsun diye yaptırcaz” diyince rahatlayıp uyudum. Evet, kafayı yiyorum haklısınız.



Giyim- Kuşam: İş arkadaşlarım hala çeşit çeşit giyindiğimi söyleseler de ben aslında aynı döngü içinde dönüyormuş gibi hissediyorum. Tek şansım hala eski bluzlarımı giyebiliyor olmam. Hamile kıyafetleri gerçekten de zevksizlik abidesi olduğu için normal beden kıyafetlerin salaş modellerini tercih ediyorum. Skinny jeanleri, topuklu ayakkabıları, mini etekleri ve incecik belleriyle salınan blogger ları görünce biraz kıskanıyorum ama koca göbeğimden hiç şikayetçi değilim. Benim minik prensimin her hareketinde dünyanın en mutlu koca göbekli insanı oluyorumJ

Böyle yazınca çok mu şikayet etmiş gibi göründüm acaba? Yazdığım herşeye rağmen hayatımın en mutlu dönemini yaşıyorum. Hem bir an önce zaman geçsin, doğsun ve doya doya öpüp koklayayaım istiyorum hemde karnımdaki tekmeleri bitecek diye de üzülüyorum. Şu an birlikte çok mutluyuz çünkü nereye gidersek gidelim 7/24 birlikteyiz J Seni seviyorum oğlum ve minnak ayalarından öpüyorum. Uslu uslu büyümeye devam et…

Dress / Beşiktaş Sinan Paşa Paşajı
Shoes / Trendyol

06 Şubat 2014

Instagram

Herkese merhaba,
Sizi de sıkmamak için bir süre hamilelik postlarına ara vermek istedim. Bu hafta instagramda birazcık nostalji biraz da kozmetik vardı. Tüm markalar yeni sezon koleksiyonlarını çıkarmışken ben onlara kedinin ciğere baktığı gibi bakmak durumunda kalıyorum :) Çünkü göbeğim zaptedemediğim bir şekilde büyümeye devam ediyor. Geçen gün Zara' da yeni sezon elbiselere bakıyordum. O sırada boynumumu büktüm artık ne yaptıysam, kafamı bir kaldırdım ki görevli çocuk bir bana, bir göbeğime, bir elimdeki elbiseye bakıp gülüyor :) Ah zavallı demiştir içinden... Baktım ki vitirnlerdeki kıyafetler bana göre değil, tayt ve elbiseden başka birşey giyemiyorum bari ufak tefek kozmetiklerle hem kendimi hem eşimi kandırayım dedim:) İşte öyle ruj, oje takılıyoruz beraber...


Nude ruj ve bej oje bu aralar favorim
Sephora kalem ruj ve Maybeline oje



Tabi arada sırada renklenmekte fayda var. E hamileysek süsümüzden ödün vercek değiliz.
Topuklumuzu da giyeriz (tabi kendimizi yormadan), takılarımızı da takarız, kırmızı rujumuzu da süreriz :)


Fuşya en ama en sevdiğim ruj rengidir. Ve aradığımı Watson' da buldum. Newyork Colours


Veee nostalji... Yaz günlerini çok özledim, kıyaflerimi çok özledim, boğazın masmavi sularını ve Bebek' de üşümeden yürüyüş yapmayı çok özledim...